PANKREAS KANSERİ

PANKREAS KANSERİHepimizin bildiği gibi kanser insanoğlunun başına gelmiş en tehlikeli ve ölümcül hastalık türlerinden biridir. Erken teşhis ve yerinde tedavi ile çoğu zaman bu hastalığın üstesinden gelinse de, hastalığa yenik düşen kişi sayısı azımsanmayacak derecededir. İnsanların yakalandığı kanserler arasında ise en çabuk yayılan tür olarak bilinen pankreas kanseri genellikle 45 yaş ve üzeri kişilerde görülmektedir. Yapılan araştırmalar daha çok alkol alan, aşırı kilolu, obez ve diabet (şeker) hastası insanlarda daha sık rastlandığını göstermiştir.
Öncelikle pankreas adı verilen organın ne olduğu, vücudumuzun hangi bölgesinde yer aldığı hakkında bilgi verelim. İlk olarak pankreasın sindirim sisteminizin bir parçası olduğunu bilmeniz gerekir. Boyutu yaklaşık 15-16 cm olan bu organ karının en arka bölümüne yerleşmiş; mide, kalın bağırsak ve onikiparmak bağırsağı ile sarılmış vaziyettedir. Midenin alt kısmında yer alan bu yaşamsal organ üç bölümden oluşmuştur. Geniş olan kısmına baş, ince olan kısmına kuyruk denilirken; ortada kalan bölüm ise gövde adını almıştır.
Şimdi de, yukarıda genel hatlarıyla bahsettiğimiz sindirim sistemi organı olan pankreasın görevlerini anlatarak, vücudumuz için ne kadar önemli olduğunu kavramaya çalışalım. Pankreasın vücutta temel olarak 2 önemli görevi vardır. Bunlardan birincisi pankreatik özsuyu üreterek alınan besinlerin sindirilmesini sağlamak; diğeri ise kan şekerinin dengede tutulması amacıyla insülin ve bazı gerekli hormonların üretilmesini sağlamaktır. Pankreatik özsuyu üreten kısmı ekzokrin pankreas adını alırken, insülin ve diğer hormonların üretildiği kısım endokrin pankreastır. Pankreas kanseri, organın her bölümünde gelişebileceği için, ekzokrin ve endokrin pankreasın her ikisinde de görülebilir. Ancak farklı yerlerde meydana gelen kanser, farklı şekilde gelişir ve belirtileri de farklılık arz eder.
Vücudumuz için yaşamsal öneme sahip olan pankreastaki hücrelerin mutasyona uğraması ile de pankreas kanseri ortaya çıkmaktadır. Dünyanın en ölümcül dördüncü kanser türüolarak bilinen pankreas kanseri daha çok 45 yaş üstü insanlarda görülmektedir. Daha erken yaşlarda pek rastlanmamıştır. Kansere yakalananların %80’inin ise 60 ve 80 yaş civarında olduğu anlaşılmıştır.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi pankreas kanserinde de erken teşhis çok önemlidir. Ancak en hızlı yayılan ve en ölümcül kanser türlerinden olan pankreas kanserinde, kanser hücreleri metastaz yapmadan yani lenflere sıçramadan tedaviye başlansa bile hastanın en fazla 5 yıl hayatta kalabilmesi sağlanmıştır.
BELİRTİLERİ
Çoğu hastalık türünde hastalık başlangıç aşamasında kendini hastaya belli etmekte, çeşitli hastalık belirtileri ile kişi yanlış giden bir şeylerin olduğunu farkına varmaktadır. Bu sayede de doktor kontrolüne giderek çoğu zaman hastalığın erken teşhisi sağlanmaktadır. Elbette ki hastalıkların tedavi aşamasında ki en önemli nokta tedavi aşamasının erken bir şekilde başlamasıdır. Çünkü erken tedavi sayesinde tedavi çok daha etkin bir şekilde sağlanabilmektedir. Bu nedenle kişilerin rutin olarak doktor kontrollerine gitmesi ve vücutlarında oluşacak en ufak bir değişimi veya sorunu ciddiye almaları gerekmektedir.
Pankreas kanseri kanser türleri arasında oldukça ciddi şekilde soruna yol açan hastalıklardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu zaman hastalığın erken teşhisi mümkün değildir. Bunun sebebi pankreas kanserinin erken teşhisinin oldukça zor olması ve hastalığın başlangıcında herhangi bir belirti vermemesidir. Bu nedenle de sinsi bir hastalık olarak tanımlanan pankreas kanserinde diğer hastalıklar ve kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhis hayati önem taşıyabilmektedir.
Ancak elbette ki pankreas kanseri bazı kişilerde belirtilerini en başından itibaren göstermekte, bazı kişilerde ise ilerleyen dönemlerde bu belirtilere belirgin bir şekilde rastlamak mümkün olabilmektedir. Öncelikli olarak pankreas kanseri belirtileri arasında halsizlik ve iştah kaybını söyleyebiliriz. Halsizlik ve iştah kaybı vücudun kişiye verdiği bir sinyaldir. Vücutta bir takım şeylerin yolunda gitmediğini kişi halsizliğinden ve uzun süreli iştah kaybından anlayabilmektedir. Aynı zamanda bu belirtiye çoğu zaman bulantı ve kusmada eşlik eder. Bulantı ve kusmada hafife alınmaması gereken oldukça ciddi belirtiler arasında yer almaktadır.
Pankreas kanseri belirtileri arasında sayabileceğimiz bir diğer durum ise sarılıktır. Eğer hastalık safra kanalını tıkarsa kişi sarılığa yakalanır. Ve sarılık da oldukça ciddi bir belirtidir. Kişi bu durumu mutlaka ciddiye almalı ve bir doktora danışmalıdır. Kişi sarılık olduğunu cildinin sararmasından ve idrarının renginin koyulaşıp, dışkısının renginin açılmasından anlayabilmektedir. Tüm bu belirtilerin yanı sıra kişi sırtına kadar vurabilen bir ağrı duyumsuyorsa eğer bu ağrıda ciddi bir hastalık belirtisi niteliği taşımaktadır. Bu ağrılar kimilerinde sürekli olarak yaşanırken kimilerinde ise zaman zaman kendini hissettirmektedir. Ancak her iki durumda da hastanın en kısa süre içerisinde bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir.
Pankreas kanseri belirtilerinden biride kan şekerinin düşmesi olarak bilinmektedir. Pankreas sindirimden sorumlu bir organ olduğundan kan şekeri düzeylerini üzerinde de etkilidir. Bu nedenle kan şekerinin nedensiz bir şekilde düşmesi de ciddi bir hastalık belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir kişide kan şekerinin düştüğünü kişinin halsizliğinden, baş dönmesi yaşamasından ve bayılmasından anlamak mümkündür. Bu belirtide kişinin ciddi bir sağlık problemi olan pankreas kanseri ile karşı karşıya kaldığının bir göstergesi olabilir.
Tüm bu pankreas kanseri belirtileri kişiler üzerinde oldukça dikkatli bir şekilde gözlemlenmeli ve derhal müdahale edilmelidir. Ancak dikkatli bir şekilde hasta belirtileri fark ederse pankreas kanseri için erken teşhis, erken tanı ve buna bağlı olarak tedavi gerçekleşebilir. Ve özellikle pankreas kanseri gibi ciddi sağlık problemlerinde erken teşhis çoğu zaman hayat kurtarmaktadır. Kişiler asla belirtileri hafife almamalı ve geçiştirmemelidir. Her kişide bu belirtilerin tümünün olması beklenmez. Tek bir belirti bile kişinin şüphelenerek doktora başvurması için yeterli olmalıdır. Aksi takdirde hastalık uzun süre fark edilmezse, oldukça hızlı bir şekilde ilerleyerek tedavi aşamasını zor bir hale getirecektir. Ve pankreas kanseri yayıldığı andan itibaren tedavi edilmesi oldukça güç olmaktadır. Hastalığın ilk evresinde tedavi edilmesi için belirtilere dikkat edilmelidir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tedaviye başlarken fizik muayene, laboratuvar ve radyolojik incelemelerin sonunda, pankreas tümörünün hangi evrede olduğu, komşu organlarla ilişkisinin ne durumda olduğu, özellikle komşu damarlara ve/veya uzak organlara yayılımının olup olmadığı ortaya konulup ameliyatla çıkarılma şansı değerlendirilir. İleri evredeki tümörlerde cerrahi uygulanamaz. Bu hastalara uygulanacak kemoterapi ile birlikte, mevcut sarılığının düzeltilmesi, beslenme desteğinin sağlanması, ağrının azaltılması yoluyla yaşam konforunu düzeltmek amacıyla bazı girişimler uygulanabilir. Bu amaçla ağızdan mide yoluyla yapılan endoskopi ile safra yoluna geçişi sağlayan bir boru (stent) konulması, karın cildinden karaciğer içi safra yollarına bir iğne yardımıyla konulan kateter ile safranın dışarı akıtılması, ağrı ile ileri mücadele teknikleri, onikiparmak bağırsağında tıkanıklığa yol açan tümörlerde bu kısma ağızdan endoskopik yöntemle girilerek stent takılması gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Cerrahi Tedavi: Yapılan incelemelerde tümör ameliyatla çıkartılmaya uygunsa klasik olarak 'Whipple ameliyatı' uygulanmaktadır. Ayrıca tümör pankreasın gövde ve kuyruk kısmına yerleşmişse nispeten daha kolay rezeksiyon yöntemleri uygulanmaktadır. Tümörün cerrahi olarak çıkartılması bu hastalar için tek kür şansını oluşturmaktadır. Pankreas başı tümörlerinde, cerrahi olarak yalnızca pankreasın baş kısmını çıkartabilmek mümkün olamadığı için ameliyat daha karmaşık olmaktadır. Uygulanan Whipple ameliyatında; pankreasın başı ile birlikte, safra kesesi, ana safra kanalının bir kısmı, oniki parmak bağırsağı, midenin bir kısmı ve etraf lenf bezleri blok halinde çıkarılmaktadır.
Pankreas Kanserinin Cerrahi Tedavisi (Whipple Ameliyatı) Oldukça uzun süreli, çok çeşitli organların çıkartıldığı ve yeniden devamlılığın sağlandığı bu ameliyat sırasında veya kısa süre sonrasında hastanın ölüm (mortalite) veya kanama olması, sindirim sisteminin devamlılığını sağlamak için yapılan dikişlerden kaçak olması (fistül) gibi kötü durumlarla (morbidite) karşılaşılabilmektedir. Dünyada kabul edilen ölüm oranı %5 ve altındaki orandır. Yine ameliyat sonrasında ortaya çıkan komplikasyonlar için dünyada kabul edilen oran %15-20’dir. Ülkemiz şartlarında bu oranlar %5-10 mortalite ve %20-25 morbidite oranlarıdır.
Radyasyon Tedavisi: Radyoterapi de denir. Kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınların kullanılmasını içermektedir. Radyasyon tedavisi, yanızca tedavi edilen alandaki hücreleri etkiler. Radyasyon bir makine aracılığı ile dışarıdan ışın verilmesi şeklindedir. Radyoterapi, özellikle tümörün yerleşimi ve büyüklüğü cerrahiyi zorlaştırıyor ise veya cerrahi uygulanamayan durumlarda cerrahinin yerine tek başına veya kemoterapi ile kombine kullanılmaktadır. Cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için kemoterapi ile birlikte radyoterapi kombine kullanılabilir. Bazı durumlarda ameliyat sonrası nüksleri engellemek amacı ile radyoterapi verilebilir.
Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için antikanser ilaçların kullanılmasıdır. Pankreas kanserlerinde ameliyat öncesi veya sonrası hastaların genel durumları dikkate alınarak kemoterapi denilen ilaç tedavisi uygulanabilir. Kemoterapi cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için veya cerrahinin yerine primer tedavi olarak radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. Yaygın ileri evre hastalıkta cerrahi ve radyoterapinin yeri yoktur. Bu grup hastalara kemoterapi uygulanması ile hastaların hayat kalitelerinin belirgin iyileştirilebildiği ve sağkalımlarında uzama olabileceği bildirilmiştir.
Erken tanı ile ameliyat edilip tam iyileşme şansı %50’nin altındadır. Antikanser ilaçlar ve ışın tedavisi iyileşme oranını artırır. Ancak geride kanser hücresi bırakılan ameliyatlardan sonra veya komşu organlara yayılım olan durumlarda sağkalım oranları iyi değildir.

3 yorum

faydalı bir yazı olmuş teşekkürler ;)

yorumunuz için teşekkür ederim gonca hanım..

Faydalı bir blog,konular dolu dolu ve detaylı tebrik ederim, daim olsun..


EmoticonEmoticon